Tamamlayıcı beslenme nedir?
Anne sütünün tek başına, süt
çocuğunun besin ihtiyacını karşılamaya daha uzun süre yeterli olamayacağı
zamanda başlatılan ve diğer yiyecek ve içeceklerin anne sütü ile birlikte
sunulduğu süreçtir. Tamamlayıcı besinler, geçiş besinleri ve aile yemekleri
olmak üzere iki gruptan oluşur. Geçiş
besinleri, süt çocukları için özel hazırlanmış besinlerdir. Aile yemekleri ise
ailenin diğer fertlerinin tükettiği sofra yemeklerinden oluşur. Tamamlayıcı beslenme için en uygun dönem 6-24 aylar arasıdır, bu dönemde emzirmenin sürmesi
çocuk sağlığı açısından oldukça önemlidir.
Tamamlayıcı besinlere ne zaman başlanmalı?
Tamamlayıcı beslenmeye geçiş
zamanına etki eden etmenler nelerdir?
Katı besinlerle beslenme
yeteneği; kas-sinir sistemi, sindirim sistemi, boşaltım sistemi ve savunma
sistemlerinin olgunlaşması ile yakından ilgilidir.
Kas-sinir sistemi:
Beslenme ile ilgili refleksler gelişimin farklı basamaklarında ortaya
çıkar. Arama, emme, yutma refleksleri beslenmeyi kolaylaştırırken, dil ile itme
refleksi katı besinlerin alımını zorlaştırır. Dördüncü aydan önce süt
çocukları, besini lokma haline getirme, yutağa gönderme ve yutma için gereken kas-sinir
uyumuna sahip değildir. Katı gıdaları alabilme ve yutma için gereken vücut
duruşunun sürmesini sağlayan oturma yeteneği henüz kazanılmamıştır. Bebekler
yaklaşık beşinci ayda ellerine aldıkları cisimleri ağızlarına götürebilir,
çenenin yukarı aşağı hareketi ile ağız içindeki besinleri ezme ve dişlerin
görünmeye başlaması ile çiğneme yetenekleri gelişir. Sekizinci ayda çoğu
bebeğin dişlerinin çıkması, desteksiz oturabilme ve katı lokmaları yutabilecek
dil esnekliğine sahip olması; katı besinlerin tüketimini kolaylaştırır. Hemen
sonra el becerilerinin de gelişmesi (bardak, kaşık tutma v.s) bebeği bir yaş
civarında aile sofrasına hazırlar. Yeme işlevi ile ilgili becerilerin zamanında
ortaya çıkmadığı durumlarda, beslenme ile ilgili davranış sorunları ve beslenme
bozuklukları sonraki yıllarda da sürebilmektedir.
Sindirim sistemi: Süt çocuklarında mide, bağırsak ve pankreas enzimleri erişkin düzeye ulaşmamıştır. Dördüncü aydan itibaren mide asidinin yeterli düzeye ulaşması ile protein sindirimi kolaylaşır. Nişasta sindirimi için gerekli olan amilazın bir yaş civarında erişkin düzeyine ulaşmasına rağmen, pişirilmiş nişastanın sindirimi ve emiliminde sorun yoktur. Geçiş besinlerinin başlandığı altıncı ayda sindirim sistemi; yağ, protein ve nişastanın etkin sindirimi ve emilimi için yeterli derecede olgunlaşmıştır. Ancak, bebeklerde mide küçüktür. Bu nedenle enerji ve besin gereksinimlerini karşılayabilmek için , tamamlayıcı besinlerin yüksek enerjili ve mikro besin içeriğinin zengin olması gerekmektedir.
Boşaltım sistem: Yenidoğanın sınırlı böbrek işlevi yüksek "solüt" yükü ile baş edebilecek düzeyde olmadığı gibi, yoğunlaştırma yeteneği de sınırlıdır. Anne sütünün derişimi süt çocukları için uygun olup, özellikle değişime uğramamış inek sütü alan çocuklarda aşırı böbrek "solüt" yükü endişe vericidir. Bu nedenle, tamamlayıcı beslenme ile ilgili öneriler, böbrek gelişim düzeyi dikkate alınarak yapılmalıdır. Dördüncü ay civarında süt çocuğunun böbrek işlevleri oldukça olgun hale gelmiş olup, yüksek "solüt" yükü ile başetme ve yoğunlaştırma yeteneği gelişmiştir.
Savunma sistemi: Yenidoğanda bağırsak yüzeyi, mikroorganizmalara karşı savunmasız, bazı antijenik besin proteinlerine karşı duyarlıdır. Anne sütü içinde bulunan çok sayıda etken, bağırsak mukozasının olgunlaşmasını hızlandırır ve sindirim sistemini geçiş besinlerinin sindirimine hazırlar.
Sindirim sistemi: Süt çocuklarında mide, bağırsak ve pankreas enzimleri erişkin düzeye ulaşmamıştır. Dördüncü aydan itibaren mide asidinin yeterli düzeye ulaşması ile protein sindirimi kolaylaşır. Nişasta sindirimi için gerekli olan amilazın bir yaş civarında erişkin düzeyine ulaşmasına rağmen, pişirilmiş nişastanın sindirimi ve emiliminde sorun yoktur. Geçiş besinlerinin başlandığı altıncı ayda sindirim sistemi; yağ, protein ve nişastanın etkin sindirimi ve emilimi için yeterli derecede olgunlaşmıştır. Ancak, bebeklerde mide küçüktür. Bu nedenle enerji ve besin gereksinimlerini karşılayabilmek için , tamamlayıcı besinlerin yüksek enerjili ve mikro besin içeriğinin zengin olması gerekmektedir.
Boşaltım sistem: Yenidoğanın sınırlı böbrek işlevi yüksek "solüt" yükü ile baş edebilecek düzeyde olmadığı gibi, yoğunlaştırma yeteneği de sınırlıdır. Anne sütünün derişimi süt çocukları için uygun olup, özellikle değişime uğramamış inek sütü alan çocuklarda aşırı böbrek "solüt" yükü endişe vericidir. Bu nedenle, tamamlayıcı beslenme ile ilgili öneriler, böbrek gelişim düzeyi dikkate alınarak yapılmalıdır. Dördüncü ay civarında süt çocuğunun böbrek işlevleri oldukça olgun hale gelmiş olup, yüksek "solüt" yükü ile başetme ve yoğunlaştırma yeteneği gelişmiştir.
Savunma sistemi: Yenidoğanda bağırsak yüzeyi, mikroorganizmalara karşı savunmasız, bazı antijenik besin proteinlerine karşı duyarlıdır. Anne sütü içinde bulunan çok sayıda etken, bağırsak mukozasının olgunlaşmasını hızlandırır ve sindirim sistemini geçiş besinlerinin sindirimine hazırlar.
Tamamlayıcı Besinlere Neden 6
Ayda Başlanmalıdır?
Altı aydan sonra bebeğin artan kalsiyum
ve enerji gereksinimini yalnızca anne sütüyle karşılanamaz. Dahası doğumda sağlanan
demir ve çinko depoları tükenmeye yüz tutmuştur. Ayrıca bebeğin gelişimi için
de bu dönemde katı gıdalara geçilmesi gerekmektedir.
Farklı tat ve kıvamlar bebekte
ısırma ve çiğneme becerisini arttırır. Çiğneme becerisi ise ağız ve dil uyumunu
arttırır. Ek besinlere daha geç başlanması ise ileride besinlerin
reddedilmesine neden olabilmektedir.
Bebeğin tamamlayıcı besin
alabileceğini gösteren olgunluk belirtileri nelerdir? Bebeğin tamamlayıcı besin alabileceğini gösteren olgunluk belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:
* Bebeğin başını ve boynunu dik
tutabilmesi, destekle oturabilmesi,
* Ellerini, oyuncaklarını ağzına
götürmesi,
* Besinlere bakması, uzanması,
ağzını açması,
* Ağzına verilen besinleri dili
ile dışarıya itmemesi,
* Besinleri kaşıktan alabilmesi,
* Ağzına verilen besinleri ağız
boşluğunun arka tarafına aktarabilmesi,
* Dişlerin çıkmaya başlamasıdır.
Tamamlayıcı besinlere erken
başlamanın sakıncaları nelerdir?
Tamamlayıcı gıdalara erken
başlandığında anne sütünün verimi ve hastalıklara karşı koruyucu etkisi azalır.
Büyüme açısından bir üstünlüğü de yoktur. Buna karşılık alerjik hastalıklara ve
ishal ve zatürre gibi hastalıkların artışına neden olabilir. Ayrıca bebeğin
çiğneme ve yutma işlevleri tamamlanmadığı için katı gıdalar boğulmalara neden
olabilir.
Tamamlayıcı besinlere geç
başlamanın sakıncaları nelerdir?
Bebeğin büyüme ve gelişmesi
yavaşlar. Besin ögelerinin yetersiz alınması beslenme bozuklukları ve kansızlık
gibi hastalıkların görülme sıklığını arttırır. Ayrıca beslenme ile ilgili
davranış bozuklukları gelişebilir.
Tamamlayıcı besinlerin miktarı ve
sıklığı ne olmalıdır?
Çocuklar tamamlayıcı besinlere
başladığında yeni tat ve dokulara
alışması zaman alacaktır. Çocuğun besinleri yeme becerisini kazanması da
gereklidir. Ailelerin yeni besinleri günde 2 kez 2-3 küçük kaşık vermeleri desteklenmelidir.
Tamamlayıcı besinlere geçme
sürecinde ne gibi sorunlar yaşanabilir?
Yaşamın 6. ayı katı gıdalara
alışma açısından kritik dönemdir. Eğer bu dönem iyi değerlendirilmez veya
pürtüklü gıdalara başlama zamanı geciktirilirse katı gıdaların yutulmasında
sorunlar oluşur. Karşı reaksiyon olarak kusma atakları ortaya çıkar ve ileri
yaşlara kadar devam edebilir. Bu sorunun önlenmesinde bebeklerin yaşadığı
ortamlarda gıda öğütücü aletlerin (blender) bulundurulmaması büyük önem
taşımaktadır. Sebze çorbası, et gibi pürtüklü yiyecekler ilk verildiklerinde
öğütücü yerine tel süzgeçten geçirilmelidir. Ve başlangıçta bir, iki çay kaşığı
gibi az miktarlarda sunulmalıdır. Giderek miktar bir hafta -10 gün içinde
basamak basamak artırılmalı ve sonunda bir öğün oluşturulmalıdır. Aksi takdirde
ek gıdalara geçiş sürecinde yapılan hatalar klasik beslenme savaşlarını
başlatabilir. Her bebeğin pürtüklü gıdalara alışma süreci değişkendir. Bazısı
1-2 günde bazısı 10-15 günde alışabilir. Bu nedenle bebeklerin bireysel
farklılıklar gösterebileceği gerçeği de göz önünde tutulmalıdır.
Bu noktada bir diğer sorun,
anneler veya bakıcıların her koşulda kendi istedikleri gıdaları, kendi
istedikleri zamanda ve kendi istedikleri miktarlarda yedirmeye çalışmalarıdır.
Bebekler ise bu dayatmalara özgün tepkilerle ve sürekli olarak karşı çıkarlar.
Çünkü mide kapasiteleri her zaman annelerinin isteklerine uygun olmayabilir.
Veya bir önceki öğünde yoğun kalori ve protein aldıklarından henüz yeterince
acıkmamış olabilirler. Sonuçta süreklilik gösteren ve her öğünde aynı şiddette
uygulanan karşı taarruzla, anne veya bakıcılarının yedirme taarruzu ile
savaşmak zorundadırlar. Bebeklerin bu
dayatmalara çok yönlü karşı çıkışları ve tepkileri yeterince anlaşılamadığında
beslenme savaşları giderek derinleşir. Çünkü anne bebeğinin yediği miktardan
tatmin olmamıştır. Kendi düşüncesi gereği bebeği her öğünde aynı performansı
göstermeli ve aynı miktarlarda yemelidir. Yetersiz performans karşısında anne
gerilir ve yüz ifadesi değişir. Bu gerginliği algılayan bebek ise bağımsızlık
hakkı için direnmeye devam eder. Tam bu noktada beslenme uzmanlarının araya
girmesi ve karşılıklı beklentileri dengelemeleri gerekmektedir. Anne ile bebek
arasında giderek derinleşen beslenme savaşını iki taraftan birinin çözmesi
hemen hemen olanaksızdır. Bu kargaşada barışa davetiye çıkarma görevi bebekleri
izleyen hekimlere düşmektedir.
Aylara Göre Verilmesi Önerilen
Besinler
0- 6 ay
SADECE ANNE SÜTÜ… Bebeğiniz
ağladıkça ve acıktıkça anne sütü vermelisiniz. Anne sütü yoksa ve ya yetersizse
anne sütüne uyarlanmış mama ve ayına uygun hazırlanmak kaydıyla inek sütü
verebilirsiniz.
(Bebeğin aylara göre büyümesi
izlenmelidir)
6. ay
Anne sütüne aldığı sürece ve
miktarda devam edilmelidir. . Anne sütü yoksa ve ya yetersizse 3-4 öğün devam
maması ve inek sütü (500 ml/gün) verebilirsiniz.
Yoğurt
Meyve suyu, sebze suyu ve püresi
Pekmez
Şekersiz muhallebi (süt + pirinç
unu)
Yumurta sarısı (1/4 oranında)
Besinlerin hazırlanmasında inek
sütü küçük miktarlarda kullanılabilir
7. ay
Anne sütüne devam
Yoğurt
Meyve suyu, sebze suyu
Pekmez
Pirinç unu, pirinç
Yumurta sarısı (tam)
Et (balık, tavuk etleri ve
kırmızı et)
Bitkisel yağlar
Sebze püre veya sebze çorba
8. ay
Anne sütüne devam
Yoğurt
Meyve suyu, sebze suyu
Pekmez
Et (balık, tavuk etleri ve
kırmızı et), kuzu veya tavuk karaciğeri
Bitkisel yağlar
İyi ezilmiş ev yemekleri (kıymalı
ve sebzeli)
Tam yumurta veya pastörize peynir
Tahıl – kırmızı mercimek,
kurufasulye, nohut ezmeleri
9-10 ay
Anne sütüne devam
Yoğurt
Meyve suyu, sebze suyu
Pekmez
Et (balık, tavuk etleri ve
kırmızı et), kuzu veya tavuk karaciğeri
Bitkisel yağlar
İyi ezilmiş ev yemekleri (kıymalı
ve sebzeli)
Tam yumurta veya pastörize peynir
Tahıl – kırmızı mercimek,
kurufasulye, nohut ezmeleri
İnce çekilmiş kıymadan köfte veya
herhangi bir çorba
10-12. ay
Anne sütüne devam
Yoğurt
Meyve veya taze sıkılmış meyve
suyu, sebze suyu
Pekmez
Yumurta (tam) veya pastörize
peynir
Aile sofrasına oturtulup kendi
deneyimlerine göre seçim (ev yemekleri,
dolmalar, kıymalı sebze yemekleri,
tarhana, mercimek, unlu ve yoğurtlu çorbalar, makarna, pilav vs)
Haftada 1-2 öğün haşlanmış veya
ızgara taze balık ve haşlanıp ezilmiş karaciğer verilmeye başlanabilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder