Nedir?
Ailevi Akdeniz Ateşi (AAA) (Familial Mediterennean Fever-FMF)
karın ve/veya göğüs ağrısı ve/veya eklem ağrısı ve şişliğinin eşlik ettiği
tekrarlayan ateş nöbetleri ile karakterize genetik bir hastalıktır. Hastalık
genellikle Akdeniz ve Ortadoğu kökenlileri, yani Yahudiler, Türkler, Araplar ve
Ermenileri etkiler.
Sıklığı
nedir?
Yüksek
riskli toplumlarda hastalık sıklığı yaklaşık 1000’de 1-3’dür. Dünyanın diğer
kısımlarında ise çok seyrektir.
Hastalık çocukluk çağı hastalığı mıdır?
AAA
atakları hastaların yaklaşık %90’ında 20 yaşından önce başlar. Yarıdan
fazlasında hayatın ilk 10 yılında ortaya çıkar. Erkeklerde kızlardan biraz daha
fazla görülür (13/10).
Hastalığın
nedenleri nelerdir?
AAA
genetik bir hastalıktır. Akdeniz ateşinden sorumlu gen MEFV genidir ve
iltihabın sınırlandırılmasında rol oynayan bir proteini kodlar. AAA te bu gende
bozukluk vardır ve bu sınırlandırma düzgün yapılamaz ve hasta ateşli ataklar
geçirir.
Kalıtısal
mıdır?
Otozomal
resesif (cinsiyete bağlı olmayan) bir hastalık olarak geçer. Bu tip geçişte
çocukta AAA olabilmesi için, biri anneden diğeri babadan gelen iki bozuk gen
kopyası gereklidir. Dolayısıyla iki ebeveyn de taşıyıcıdır (bir taşıyıcıda
yalnız bir bozuk gen kopyası vardır, fakat hasta değildir). Böyle durumda her
çocuk için hasta olma olasılığı %25 dir. Geniş bir ailede, hastalık genellikle
başka bir çocukta, kuzende, amcada ya da uzak bir akrabada görülür. Ancak eğer
ebeveynlerden biri AAA li diğeri taşıyıcı ise, çocuğun hasta olma olasılığı %50’dir.
Önlenebilir
mi?
Çocuk
AAA’e neden olan genler yüzünden hastalanır. Şunu bilmek gerekir ki, akraba
evlilikleri, iki taşıyıcının bir araya gelme riskini arttırır. Hastaların yaklaşık
1/4‘ ünde ebeveynler ayni aile ağacındadır (aynı ataların uzantıları).
Özellikle, yüksek riskli toplumlarda yaşayan bireylerin akraba evliliği
yapmamaları önerilmelidir.
Başlıca
belirtileri nelerdir?
Hastalığın
başlıca belirtileri, karın, göğüs ve eklem ağrılarıyla birlikte giden
tekrarlayan ateştir. En sık görülen belirti tekrarlayan karın ağrısı olup;
hastaların yaklaşık %90’ında görülür. Göğüs ağrısı atakları %20-40, eklem ağrısı
%50-60 hastada görülür.
Genelde, çocuklar tekrarlayan karın ağrısı ve ateş gibi belirli bir atak tipinden yakınır. Fakat bazı hastalar değişik atak tipleri geçirebilir. Bazen karın ve göğüs ağrısı, göğüs ve eklem ağrısı gibi kombine ataklar görülebilir. Bu ataklar 1-4 gün sürer ve kendi kendine geçer. Hasta atağın sonunda tamamen düzelir ve ataklar arasında tamamen normaldir. Bazı ataklar o kadar ağrılı olur ki, hasta ya da ailesi acil tıbbi yardım isteğinde bulunur. Özellikle ağır karın ağrısı atakları akut apandisiti taklit edebilir ve bu nedenle bazı hastalar gereksiz karın ameliyatı geçirebilirler. Ancak, bazen aynı hastada bile ataklar o kadar hafiftir ki, hazımsızlıkla karıştırılır. Bu durum, hastaların tanınmasını zorlaştırabilir. Karın ağrısı boyunca, çocuk genellikle kabızdır, fakat ağrı düzelir düzelmez kısa süre içinde yumuşak dışkı çıkarır. Çocuğun bir atakta ateşi çok yükselirken, bir başka atakta hafif bir ateş görülebilir.
Genelde, çocuklar tekrarlayan karın ağrısı ve ateş gibi belirli bir atak tipinden yakınır. Fakat bazı hastalar değişik atak tipleri geçirebilir. Bazen karın ve göğüs ağrısı, göğüs ve eklem ağrısı gibi kombine ataklar görülebilir. Bu ataklar 1-4 gün sürer ve kendi kendine geçer. Hasta atağın sonunda tamamen düzelir ve ataklar arasında tamamen normaldir. Bazı ataklar o kadar ağrılı olur ki, hasta ya da ailesi acil tıbbi yardım isteğinde bulunur. Özellikle ağır karın ağrısı atakları akut apandisiti taklit edebilir ve bu nedenle bazı hastalar gereksiz karın ameliyatı geçirebilirler. Ancak, bazen aynı hastada bile ataklar o kadar hafiftir ki, hazımsızlıkla karıştırılır. Bu durum, hastaların tanınmasını zorlaştırabilir. Karın ağrısı boyunca, çocuk genellikle kabızdır, fakat ağrı düzelir düzelmez kısa süre içinde yumuşak dışkı çıkarır. Çocuğun bir atakta ateşi çok yükselirken, bir başka atakta hafif bir ateş görülebilir.
Göğüs
ağrısı genellikle tek taraflıdır. Yan ağrısı, sırt ya da göğüs ağrısı şeklinde
ortaya çıkar. Ağrının şiddetinden hasta yeterince derin nefes alamayabilir. Bir
kaç gün içinde tamamen iyileşir.
Eklem
ataklarında genelde bir eklem etkilenir. Yaygın olarak ayak bileği ya da diz
tutulur. O kadar şiş ve ağrılı olabilir ki, çocuk yürüyemez. Bu hastaların
yaklaşık üçte birinde etkilenen eklemin üzerinde kırmızı bir döküntü görülür.
Eklem atakları, diğer atak tiplerinden daha uzun sürebilir. Tamamen iyileşmesi
dört günden bir haftaya kadar uzayabilir. Bazı çocuklarda hastalığın tek
bulgusu tekrarlayan eklem şişliği ve ağrısıdır. Bu nedenle, yanlışlıkla akut
romatizmal ateş ya da juvenil idyopatik artrit tanıları konur. Olguların
yaklaşık %5-10’unda eklem tutulumu kronikleşebilir ve geri dönüşümsüz değişikliklere
neden olabilir.
AAA’in erizipel benzeri eritem denilen ve
genellikle bacakların alt kısımlarında ve eklemlerde gözlenen karakteristik bir
döküntüsü vardır. Bazı çocuklar rahatsız edici olabilen bacak ağrılarından yakınırlar.
Atakların en nadir tipleri arasında tekrarlayan kalp zarı iltihabı, kas
iltihabı, menenjit ve testis iltihabı vardır. Damar iltihabi ile giden bazı
hastalıklar AAA’li çocuklar arasında daha sıktır.
Tedavi
edilmemiş olgularda AAA’in en kötü sonucu amiloidoz gelişimidir. Amiloid,
böbrek, bağırsaklar, deri, kalp gibi bazı organlarda depolanan ve özellikle
böbreklerde ilerleyici fonksiyon kaybına neden olan özel bir proteindir. Amiloidoz
riski tedavi edilmeyen ve hastalığı erken başlayan hastalar arasında daha
yüksektir. AAA’e özgü değildir; bazı kronik iltihabi hastalıklar iyi tedavi
edilmediğinde de görülebilir. Bağırsak ya da böbrek biyopsilerinde amiloid
maddesi saptanarak tanı konur. Ömür boyu düzenli ve yeterli doz kolşisin alan
çocuklarda hem ataklar kaybolur ya da seyrekleşir hem de amiloidoz gelişme
riski ortadan kalkar.
Nasıl
tanı konur?
AAA’in
tanısı için kesin bir tanı aracı yoktur. Genellikle şu yaklaşım izlenir:
a)
Klinik şüphe: Çocuk en az üç atak geçirdikten sonra AAA düşünülür. Hastanın
etnik kökeni ve benzer yakınmaları ya da böbrek yetersizliği olan akrabaların
varlığı hastalık şüphesini arttırır.
b)
Takip: AAA şüphesi olan çocuk kesin tanı konulana dek yakın izleme alınır. Bu izlem
süresince, mümkünse hekimin hastayı atak anında görmesi önemlidir. Atak anında fizik
inceleme bulguları ve iltihabın varlığını gösteren bazı kan testleri tanının
büyük oranda doğrulanmasını sağlar. Genellikle bu testler atak boyunca pozitif
olup, atak geriledikten sonra normale döner. Çeşitli nedenlerden dolayı, çocuğu
atak sırasında görmek her zaman mümkün değildir. Bu nedenle ebeveynlerden
günlük tutmaları ve nöbetler sırasında ne olduğunu tarif etmeleri istenir. Atak
sırasında yapılması gereken testler ailenin yaşadığı bölgedeki bir laboratuarda
yapılabilir.
c)
Kolşisin tedavisine yanıt: AAA tanısını olası kılan klinik ve laboratuar
bulguları olan çocuklara, 6 ay boyunca kolşisin verilerek ataklara etkisi olup
olmadığı değerlendirilir. Eğer hastada AAA varsa atağın olmaması veya atakların
sayı, şiddet ve süresinin belirgin olarak azalması beklenir. Ancak, yukarıda
açıklanan aşamalar tamamlandığında hasta AAA kabul edilir ve ömür boyu kolşisin
tedavisi alması gerekir.
d)
Genetik analiz: Son yıllarda, AAA gelişiminden sorumlu olan gen bozukluklarını
göstermek için hastaların genetik analizi yapılmaktadır. Eğer hasta her
ebeveynden bir tane olmak üzere iki bozuk gen taşıyorsa AAA klinik tanısı doğrulanır.
Ancak gen bozukluğu AAA hastalarının sadece %70-80’inde gösterilebilmektedir.
Bu da saptanabilir bir gen bozukluğu olmayan AAA hastalarının olduğunu
gösterir. Bu nedenle AAA tanısı daha çok klinik yargıya dayanır.
Ateş
ve karın ağrısı çocuklarda sık görülen yakınmalardır. Bu nedenle AAA tanısı
koymak çoğunlukla kolay değildir. Tanı konulana dek birkaç yıl geçebilir. Tanıdaki
bu gecikme çok önemlidir, çünkü tedavi edilmeyen hastalarda amiloidoz riski
artar.
Tedavi/
Şifa mümkün müdür?
Yaşam
boyu kolşisin kullanımıyla tedavi edilebilir. Aslında bu tedavi iyileştirmek
için değil daha çok hastayı tekrarlayan ataklardan ve amiloidoz gelişiminden
korumak içindir. Ancak eğer hasta ilacı bırakırsa ataklar ve amiloidoz riski
geri gelir. Dolayısıyla ilacin her gün önerilen dozda alınmasının ne kadar
yaşamsal olduğu aşikardır. Eğer bu başarılırsa çocuk normal bir yaşam
sürecektir. İlacın dozu, hekime danışılmadan değiştirilmemelidir. Atak
esnasında kolşisin dozunun arttırılması atak süresini ve şiddetini azaltmaz. Bu
nedenle doz arttırmanın anlamı yoktur.
İlaç
tedavisinin yan etkileri var mıdır?
Ailelerin
çocuklarının hayat boyunca bu hapları almaları gerektiğini kabul etmeleri zordur.
Özellikle kolşisinin muhtemel yan etkileri hakkında endişelenebilirler. Kolşisin
güvenli bir ilaç olup; yan etkileri azdır ve doz azaltığında bu yan etkiler
genellikle geçer. En sık görülen yan etkisi ishaldir. Diğer yan etkiler
arasında bulantı, kusma ve karın krampları bulunur. Seyrek olarak, hastalarda
kas güçsüzlüğü yapabilir. Nadiren kan hücreleri sayıları azalabilir, ancak
dozun azaltılmasıyla normale döner. Tedavi dozlarında sperm sayısında azalma
görülmesi çok enderdir. Kadın hastaların gebelik ya da emzirme süresince kolşisini
kesmeleri gerekmemektedir.
Tedavi
ne kadar sürmelidir?
Ömür
boyu süren koruyucu bir tedavidir.
Alternatif
/ tamamlayıcı tedavinin yeri nedir?
Böyle
bir tedavi yoktur.
Ne
kadar aralıkla hekim kontrolü gerekir?
Tedavi
gören çocuklara yılda en az iki kez kan ve idrar testleri yapılmalıdır.
Hastalığın uzun dönem sonuçları nelerdir?
Hastalığın uzun dönem sonuçları nelerdir?
Ömür
boyu düzenli kolşisin tedavisi alan AAA’li çocuklar, normal bir hayat sürerler.
Ancak tanı gecikmişse ya da tedaviye uyum yoksa amiloidoz riski artar.
Amiloidoz gelişen çocuklarda böbrek yetmezliği gelişebilir ve böbrek nakli
gerekebilir. AAA de büyüme genellikle etkilenmez.
Gündelik
yasam etkilenir mi?
Çocuk
ve aile hastalığın tanısından önce büyük sorunlar yaşarlar. Şiddetli karın, göğüs
ve eklem ağrılarından dolayı sık sık hastaneye gitmek zorunda kalabilirler.
Bazı çocuklar, yanlış tanılardan dolayı gereksiz yere ameliyat olurlar. Tanı
konduktan sonra hem çocuk hem de aile hemen hemen normal bir yaşam sürebilir.
Bazıları çocuğun AAA hastası olduğunu bile unutabilir. Bu durum tehlikeli
olabilir, çünkü tedaviye uyumu bozabilir. Tek sorun ömür boyu tedavinin
yaratabileceği psikolojik zararlardır.
Okula
gidebilir mi?
Sık
gelen ataklar okula devam konusunda sorunlara neden olabilir. Ancak, kolşisin
tedavisi başlandıktan sonra bu artık önemli bir sorun olmaktan çıkar.
Öğretmenler, hastalık konusunda ve okulda bir atak gelirse ne yapacakları
konusunda bilgilendirilmelidirler.
Spor
yapılabilir mi?
Kolşisin
tedavisi gören AAA’li hastalar diledikleri her sporu yapabilir.
Diyet
yapılmalı mıdır?
Özel
bir diyet yoktur.
İklim
hastalığın seyrini etkiler mi?
Etkilemez.
Aşılanma için özel bir durum oluşturur mu?
Aşılanma için özel bir durum oluşturur mu?
Normal
çocukluk aşıları rahatlıkla yapılabilir.
Cinsel
yasam ve gebelik etkilenir mi?
Kolşisin
tedavisinden önceki dönemde AAA hastalarda üreme üreme sorunları görülebilmekte
idi. Kolşisin tedavisi ile birlikte bu sorun ortadan kalkmıştır. İlaç gebelik
boyunca alınmalıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder