Nedir?
Juvenil idiopatik artrit (JIA), kalıcı eklem iltihabı ile karakterize kronik bir hastalıktır. Eklem
iltihabının tipik bulguları ise ağrı, şişme ve hareket kısıtlılığıdır.
Juvenil idiopatik artrit (JIA), kalıcı eklem iltihabı ile karakterize kronik bir hastalıktır. Eklem
Sıklığı nedir?
Hastalığın nedenleri
nelerdir?
Bağışıklık sistemimiz bizi
enfeksiyonların saldırısından korur (virüs ve bakteriler). Böylelikle yabancı
ve potansiyel olarak tehlike yaratabilecek olanları, bize ait ve masum olanlardan
ayırır. Kronik artitlerin, bağışıklık sistemimizin yabancıyı kendi
hücrelerinden ayırma kapasitesini kaybederek kendi eklem elemanlarına
saldıracak şekilde anormal bir yanıt geliştirmesinin bir sonucu olduğuna
inanılır.
Bu nedenle, JIA ve benzerleri,
kendi vücudunun organlarına zarar veren bağışıklık sistemi sonucu ortaya çıkan
hastalıklar anlamına gelen “otoimmün” hastalıklar olarak adlandırılır.
Ne var ki, pek çok kronik iltihabi hastalıkta oldugu gibi, JIA’da da kesin mekanizmalar bilinmemektedir.
Ne var ki, pek çok kronik iltihabi hastalıkta oldugu gibi, JIA’da da kesin mekanizmalar bilinmemektedir.
JIA kalıtsal bir
hastalık mı?
Doğrudan ebeveynlerden çocuklara
aktarılamadigi için, JIA kalıtsal bir hastalık değildir. Yine de, henüz büyük
oranda keşfedilmeyi bekleyen ve hastalığa yatkınlık yaratan genetik faktörler
vardır. Bu hastalığın bir çok faktöre bağlı olarak geliştiği düşünülmektedir.
Genetik yatkınlık ve çevre etkenlerine maruz kalmanın (büyük olasılıkla enfeksiyonlar)
ortak sonucu ortaya çıktığı üzerinde durulmaktadır. Genetik bir yatkınlık olsa
bile aynı ailede iki çocuğun etkilenmiş olması çok nadirdir.
Nasıl tanı konur?
Hastalık 16 yaşından önce
başlamış ve 6 haftadan uzun sürmüşse (viral enfeksiyonlari takip eden geçici
artrit tiplerini dışlamak amacıyla) ve nedenleri bilinmiyorsa (atritten sorumlu
olabilecek diğer bütün hastalıklar dışlanmışsa) doktorlara göre bu JIA’dir.
Başka bir deyişle, JIA terimi, çocuklukta ortaya çıkan ve kaynağı bilinmeyen bütün kalıcı artrit çeşitlerini içerir. JIA başlığı altında degişik artrit çesitleri tanımlanmıştır (Bkz. aşağıda).
Dolayısıyla JIA tanısı, artritin varlığı ve kalıcı olmasına, tıbbi hikaye ile diğer hastalıkların dışlanmasına ve fizik muayene ile laboratuar incelemelere dayanır.
Başka bir deyişle, JIA terimi, çocuklukta ortaya çıkan ve kaynağı bilinmeyen bütün kalıcı artrit çeşitlerini içerir. JIA başlığı altında degişik artrit çesitleri tanımlanmıştır (Bkz. aşağıda).
Dolayısıyla JIA tanısı, artritin varlığı ve kalıcı olmasına, tıbbi hikaye ile diğer hastalıkların dışlanmasına ve fizik muayene ile laboratuar incelemelere dayanır.
Eklem içindeki sinovyal sıvının
miktarı artarken, normalde çok ince olan eklemi saran sinovyal zar kalınlaşır
ve iltihabi hücrelerle dolar. Bu, şişkinlik, ağrı ve hareket kısıtlılığına
neden olur. Eklem iltihabının karakteristik bir bulgusu da uzun süreli
istirahattan sonra ortaya çıkan eklem sertliğidir. Eklem tutukluğu, bu yüzden
özellikle sabahlaıi görülür (sabah sertliği). Eger doğru tedavi edilmezse,
eklem iltihabı sonucu sinovyal zar çok kalınlaşabilir ve buradan salınan çeşitli
maddeler eklem kıkırdağında ve kemikte aşınmaya yol açabilir.
Çocuk sıklıkla iltihaplı eklemini hafif bükerek tutar ve böylece ağrısını azaltmaya çalışır..
Bu pozisyonun uzun süre korunması kasların ve yumuşak dokuların gerilip kısalmasına ve sonuç olarak bükülme çarpıklığına yol açar.
Çocuk sıklıkla iltihaplı eklemini hafif bükerek tutar ve böylece ağrısını azaltmaya çalışır..
Bu pozisyonun uzun süre korunması kasların ve yumuşak dokuların gerilip kısalmasına ve sonuç olarak bükülme çarpıklığına yol açar.
Hastalığın değişik
tipleri var mıdır?
JIA’nin çesitli değişik tipleri
vardır. Ayrım esas olarak ateş, döküntü, kalp zarının iltihabı gibi sistemik
bulguların olup olmamasına ve tutulan eklemlerin sayısına göre yapılır. JIA’nin
değişik tiplerinin hastalığın ilk 6 ayında görülen bulgulara göre sınıflandırılması
konusunda uzlaşılmıştır.
Sistemik JIA: Artritin yanı sıra sistemik bulguların varlığı ile
karakterizedir. Sistemik demek vücudun çeşitli organlarının tutulması demektir.
Başlıca sistemik bulgular sıklıkla somon rengi, çabuk kaybolabilen deri
döküntülerinin eşlik ettiği yüksek sıçrayıcı ateştir. Diğer bulgular kas ağrısı,
karaciğer, dalak ve lenf düğümü büyümesi, akciğer ve kalbi saran zarların
iltihabıdır. Genellikle 5 ya da daha fazla eklemi tutan artrit, hastalığın başlangıcında
olabilir ya da sonra ortaya çıkabilir. Hastalık her yaştan çocuğu
etkileyebilir.
Poliartiküler JIA: Hastalığın ilk 6 ayında 5 ya da daha fazla
eklemin tutulumu ile karakterizedir. Kanda dolaşan bir otoantikor olan romatoid
faktörün (RF) olup olmamasına göre, poliartiküler JIA iki alt gruba ayrılır: RF
negatif ve RF pozitif
RF-pozitif poliartiküler JIA:
Çocuklarda nadirdir. Eriskin RF pozitif romatoid artritinin eşdeğeri olarak
kabul edilir. Özellikle el ve ayakların küçük eklemlerini etkileyen ancak diğer
eklemleri de tutabilen simetrik artrite neden olur. Kizlarda erkeklere göre çok
daha sıktır ve başlangıcı genellikle 10 yaştan sonradır. Genellikle ağır
seyreden bir artrittir.
RF-negatif poliartiküler JIA: Herhangi
bir yaşta ortaya çıkabilir.
Oligoartiküler JIA: Hastalığınn ilk 6 ayında 5’ten daha az eklemin
tutulumuyla karakterizedir. Büyük eklemleri (dizler ve ayak bilekleri)
asimetrik şekilde tutar. Bazen yalnız bir tek eklemin tutulumu söz konusudur. Oligoartrit
genellikle 6 yastan önce baslar ve kızlarda daha çok görülür. Hastalığınn
birkaç ekleme sınırlı kaldığı hastalarda uygun tedaviyle hastalık seyri
genellikle iyidir; eklem tutulumunun yayılımı söz konusu olursa hastalık seyri
de değişkenlik gösterebilir.
Hastaların önemli bir kısmında
ciddi göz komplikasyonları gelişebilir. En önemlisi, gözü saran bir tabaka olan
ve kendi damar yatağini içeren uveanin ön bölümünün iltihabıdır. Bu çocuklarda
göz tutulumu bir otoantikor olan anti-nükleer antikor (ANA) pozitifliği ile
ilişkilidir. Eger zamanında tanınamaz veya tedavi edilmeden bırakılırrsa, ön
üveit ilerleyip göze çok ciddi zarar verebilir. Bu nedenle bu komplikasyonun
erken tanınması çok büyük önem taşır. Ön üveit gözlerde kızarıklığa neden
olmadığından ve çocuk da görme kaybından yakınmadığı için, ailenin ve
doktorların dikkatinden kaçabilir. Bu nedenle yüksek riskli çocukların bir göz
doktoru tarafindan özel bir alet yardımı ile (biomikroskop) 3 ayda bir
periyodik olarak muayene edilmesi zorunludur.
Psoriatik artrit: Artrit sedef hastalığı (psöriasis) ile ilişkili
olursa bu ismi alır. Sedef hastalığı çoğunlukla diz ve dirseklerde yerleşen
yama şeklinde deri soyulmalarıyla giden bir deri hastalığıdır. Bazen
tırnaklarda da değişikliklere yol açabilir. Deri hastalığı artritin
görülmesinden sonra ya da önce olabilir. Ailede sedef hastalığı olan başka
birisinin olması da bir risk faktörü oluşturur.
Entezit ile iliskili artrit: En sık bulgusu özellikle, bacakların
büyük eklemlerini etkileyen, entezit ile ilişkili oligoartrittir. Entezit,
bağların (tendonlarin) kemiklere tutunma noktası olan entezislerin iltihabıdır.
Bu tipte ağrının en sık görülme yeri ayakta topuğun arkasında ya da altındadır.
Bazen bu hastalarda kırmızı göz, gözlerde sulanma, ışığa duyarlılık bulgularının
gözlendiği akut ön üveit tablosu ortaya çıkar. Çoğu hastanın HLA-B27 denen
laboratuar tetkiki sonucu pozitiftir. Hastalık başlıca erkekleri etkiler ve
genellikle 7-8 yaşından sonra başlar. Hastalığın seyri değişkendir. Bazı
hastalarda hastalık iyileşme gösterirken diğerlerinde ilerleyerek, sakroiliak
eklemlerin (omurga ile leğen kemiğini birleştiren eklemler) tutulumundan
başlamak üzere omurganın tümünü etkileyebilir. Gerçekte, hastalığın bu tipi,
yetişkinlerde daha sık görülen ve omurgayı etkilediği için spondiloartropati
olarak adlandırılan hastalık grubuna aittir.
Çocuklarda hastalık
erişkindekinden farklı mıdır?
Çoğunlukla evet. Erişkin
romatoid artrit olgularının yaklaşık %70’inden sorumlu olan poliartiküler RF
pozitif tip JIA olgularının %5’inden daha azında saptanır. Erken başlangıçlı
oligoartiküler tip JIA , erişkinlerde karşılığı olmayan, sadece çocuklarda
görülen bir alt gruptur. Nadir de olsa erişkinlerde de görülen sistemik JIA,
daha çok çocuklara özgüdür.
Hangi laboratuar
incelemeleri gereklidir?
Tanı anında, JIA’nin tipini dahi
iyi belirlemek ve kronik iridosiklit gibi bazi komplikasyonları geliştirme
riski taşıyan hastaları saptamak için, klinik bulgularla ilişkili bazı laboratuar
incelemeleri gereklidir.
Romatoid faktör (RF), erişkin RF
pozitif romatoid artritinin çocukluktaki eşdegeri olan poliartiküler tipteki JIA’da
pozitif, devamlı ve yüksek konsantrasyonda görülen bir otoantikordur.
Antinükleer antikor (ANA), oligoartiküler erken başlangıçlı JIA hastalarında sıklıkla pozitiftir. ANA testi pozitif olan oligoartiküler JIA’li çocuklar kronik iridosiklit geliştirme açısından en riskli gruptur. Bu nedenle, bu hastaların üç ayda bir göz muayenelerine gönderilmesi gereklidir.
Antinükleer antikor (ANA), oligoartiküler erken başlangıçlı JIA hastalarında sıklıkla pozitiftir. ANA testi pozitif olan oligoartiküler JIA’li çocuklar kronik iridosiklit geliştirme açısından en riskli gruptur. Bu nedenle, bu hastaların üç ayda bir göz muayenelerine gönderilmesi gereklidir.
HLA B-27, entezit ile ilişkili
artrit hastalarının %80’inde pozitif olan bir hücresel belirleyicidir. Sağlıklı
toplumdaki sıklığı çok daha düşüktür (%5-8). Laboratuar incelemelerden çok
klinik bulgulara dayandırılırsa da, hastalık kontrolünde, eritrosit
sedimentasyon hızu (ESR) ya da C reaktif protein (CRP) gibi genel iltihabın
yaygınlığını belirleyen bazı laboratuar incelemeleri de yararlı olabilir.
Kullanılan ilaçlara bağlı olarak
hastalarda olası ilaç yan etkişlerini değerlendirmek amacıyla periyodik incelemeler
gerekebilir (karaciğer enzimleri, kan sayımı, idrar tahlili gibi). Belli aralıklarla
istenen röntgen incelemeleri hastalığın seyrini değerlendirmek ve dolaysıyla
tedavi rejimini belirlemek için yararlıdır.
Nasıl tedavi edilir?
JIA’yi iyileştirmek için özel bir
tedavi yoktur. Tedavinin amacı çocukların normal bir yaşam sürmesini sağlamak
ve hastalığın kendiliğinden iyileşmesini beklerken, çoğu olguda olduğu gibi,
tahmin edilemeyen bir süre içinde oluşan eklem ve organ hasarlarını önlemektir.
Tedavi temel olarak, sistemik ve/veya eklem iltihabını engelleyen ilaçların
kullanımına ve eklem işlevini koruyucu ve eklem çarpıklıklarını önleyici rehabilitasyon
yöntemlerine dayanır.
Tedavi oldukça karmaşıktır ve değişik uzmanlık dallarının çalışmasını gerektirir (çocuk romatoloğu, ortopedist, fizik tedavi uzmanı ve göz doktoru).
Tedavi oldukça karmaşıktır ve değişik uzmanlık dallarının çalışmasını gerektirir (çocuk romatoloğu, ortopedist, fizik tedavi uzmanı ve göz doktoru).
1) Non-steroidal
anti-inflamatuar ilaçlar (NSAII), (steroid olmayan iltihap gidericiler): Bu
ilaçlar iltihap giderici ve ateş düşürücü ilaçlardır. En yaygin kullanılanları
naproksen ve ibuprofendir. Aspirin etkili ve ucuz bir ilaç olmasına karşın,
olası yan etkilerinden dolayı günümüzde kullanlmamaktadır (özellikle karaciger hasarı).
Genellikle iyi tolere edilirler ve eriskinde en sık yan etki olan mide rahatsızlığı,
çocuklarda nadirdir. Eklem iltihabi üzerindeki ideal etki haftalar süren
tedaviden sonra ortaya çikar.
2) Eklem içi enjeksiyonlar. Bir
ya da birkaç eklem tutulduğunda ve eklem hareket açıklığının azaldığı
durumlarda kullanılırlar. Enjekte edilen ilaç uzun etkili steroid preparatıdır.
Triamsinolon heksasetonid uzun süreli etkisinden dolayı (aylarca süren) tercih
edilir. Kan dolaşımına geçişi çok düşüktür.
3) Ikinci aşama ilaçlar
NSAII’ler ve steroid enjeksiyonlarıyla yapılan tedavilere karşın ilerleyici
poliartrit geliştiren çocuklarda önerilir. Bu ilaçlar daha önce başlanmış ve
dolayısıyla devam edilmesi gereken NSAII tedavisine eklenir. Çoğu ikinci aşama
ilacın etkisi, ancak haftalar ya da aylar süren tedavi sonunda tam olarak
ortaya çıkar.
İlk tercih edilecek ilaç düşük doz haftalık metotreksattir. Çoğu hastada etkilidir, tam iyilesme sağlayabilir. Genellikle iyi tolere edilir; mide şikayetleri ve karaciger enzim düzeylerinde artış en sık görülen yan etkilerindendir. Vitamin olan folik asitin tedaviye eklenmesi yan etki riskini azaltır.
İlk tercih edilecek ilaç düşük doz haftalık metotreksattir. Çoğu hastada etkilidir, tam iyilesme sağlayabilir. Genellikle iyi tolere edilir; mide şikayetleri ve karaciger enzim düzeylerinde artış en sık görülen yan etkilerindendir. Vitamin olan folik asitin tedaviye eklenmesi yan etki riskini azaltır.
Salazoprin JIA’da etkinliği
gösterilmiş diğer bir ilaçtır Özellikle entezit ile ilişkili artritlerde
kullanılır.
Son birkaç yılda, iltihabi süreçlerin başlıca aracısu olan tümör nekrozis faktörü (TNF) seçici olarak bloke eden anti-TNF denen ilaçların (biyolojik ajanların) çıkışıyla tedavide yeni bir dönem başlamıştır. Tek başına ya da metotreksat ile birlikte kullanılır ve pek çok hastada etkilidir. Etkileri oldukça hızlıdır. Anti-TNF ilaçlar çok pahalıdır.
Son birkaç yılda, iltihabi süreçlerin başlıca aracısu olan tümör nekrozis faktörü (TNF) seçici olarak bloke eden anti-TNF denen ilaçların (biyolojik ajanların) çıkışıyla tedavide yeni bir dönem başlamıştır. Tek başına ya da metotreksat ile birlikte kullanılır ve pek çok hastada etkilidir. Etkileri oldukça hızlıdır. Anti-TNF ilaçlar çok pahalıdır.
Kortikosteroidler kullanılabilen
en etkili iltihap çözücü ilaçlardır, fakat uzun süreli kullanımda, osteoporoz
ve büyüme duraklaması gibi çok önemli yan etkileri görülebildiği için
kullanımlari kısıtlıdır. Bunun yani sıra, diğer tedavilere dirençli olan
sistemik bulguların ve hayati tehdit eden sistemik komplikasyonların
tedavisinde, ayrıca ikinci aşama ilaçların, etki etmesini beklerken, akut
hastalığın kontrolü için ara ilaç olarak da kullanılabilirler.
Ortopedik cerrahi Eklem
yikiminda, eklem protezi takilmasi amaciyla ve kalıcı eklem kısıtlılığı
oluştuğunda yumuşak dokuların rahatlatılması için gerekebilir.
Rehabilitasyon tedavinin
vazgeçilmez elemanıdır. Tedavi, uygun egzersizleri ve istenmeyen duruş
gelişimini önlemek için gerektiğinde atel kullanımını kapsar. Tam hareket
yeteneğini, kas beslenmesini ve gücünü sağlamak ve eklem çarpıklıklarını
önlemek, sınırlandırmak ya da düzeltmek amacıyla, fizyoterapi düzenli olarak uygulanmalı
ve erken baslanmalıdır.
Tedavi ne kadar
sürmelidir?
Hastalık devam ettiği sürece
tedavi sürmelidir. Hastalığın süresi tahmin edilemez; JIA olgularının çoğu
yıllar içinde kendiliğinden düzelir. JIA’nin seyri, tedavi rejimini önemli
ölçüde etkileyen aralıklı iyileşme ve alevlenmelerle gider. Tedavinin tamamen
kesilmesi ancak uzun süreli ve tam bir iyileşmeden sonra düşünülebilir.
Göz muayenesi (oftalmoskopla muayene) ne sıklıkta olmalı? Ne kadar
sürmeli?
Riskli hastalarda (ANA pozitif) oftalmoskopla muayene en azından 3 ayda bir yapılmalı. Iridosiklit gelişmiş olan hastalar, göz tutulumunun şiddetine bağlı olarak çok daha sık kontrollere gönderilmeliler.
Riskli hastalarda (ANA pozitif) oftalmoskopla muayene en azından 3 ayda bir yapılmalı. Iridosiklit gelişmiş olan hastalar, göz tutulumunun şiddetine bağlı olarak çok daha sık kontrollere gönderilmeliler.
Artritin uzun dönemli
sonuçlari nelerdir?
Artritin gidişatı, hastalığın şiddetine,
JIA’nin klinik tipine ve tedavinin yeterli olup olmamasına bağlıdır Son on yılda
tedavide ortaya çıkan gelişmelerle oldukça ilerleme göstermiştir.
Sistemik JIA’nin oldukça değişken bir seyri vardır. Hastaların yaklaşık yarısınnda artrit geri plandadır ve hastalık genelde periyodik alevlenmelerle gider; sıklıkla kendiliğinden iyileşmeye girdiği için hastalığın seyri çoğunlukla iyidir. Hastaların diğer yarısında sistemik bulgular yıllar içinde azalma eğiliminde olduğu halde artrit kalıcı bir hal alır. Bu hasta gurubunda ağır eklem yıkımı ortaya çıkabilir. Son olarak, bu ikinci hasta gurubunun çok küçük bir kısmında eklem tutulumuyla beraber sistemik bulgular da kalıcı olur; bunlar seyri en kötü olan hastalardır ve ağır bağışıklık sistemi baskılayıcı tedavi gerektiren ciddi bir komplikasyon olan amiloidoz geliştirebilirler.
Sistemik JIA’nin oldukça değişken bir seyri vardır. Hastaların yaklaşık yarısınnda artrit geri plandadır ve hastalık genelde periyodik alevlenmelerle gider; sıklıkla kendiliğinden iyileşmeye girdiği için hastalığın seyri çoğunlukla iyidir. Hastaların diğer yarısında sistemik bulgular yıllar içinde azalma eğiliminde olduğu halde artrit kalıcı bir hal alır. Bu hasta gurubunda ağır eklem yıkımı ortaya çıkabilir. Son olarak, bu ikinci hasta gurubunun çok küçük bir kısmında eklem tutulumuyla beraber sistemik bulgular da kalıcı olur; bunlar seyri en kötü olan hastalardır ve ağır bağışıklık sistemi baskılayıcı tedavi gerektiren ciddi bir komplikasyon olan amiloidoz geliştirebilirler.
RF pozitif poliartiküler JIA’da
daha sıklıkla ilerleyici eklem tutulumu görülür ve ağır eklem yıkımına yol
açabilir.
RF negatif poliartiküler JIA’nin
hem klinik tabloları hem de seyri karmaşıktır. Yine de, toplamda seyri RF
pozitif poliartiküler JIA’dan çok daha iyidir; hastaların yalnız dörtte birinde
kalıcı eklem hasarı oluşur.
Oligoartiküler JIA birkaç
eklemle sınırlı kaldığında sıklıkla iyi eklem seyri gösterir. Eklem hastalığının
yaygınlaşıp daha fazla eklemin tutulduğu durumlarda ise seyir daha çok
poliartiküler RF-negatif JIA hastalarınkine benzer.
Psöriatik JIA’i olan çoğu
hastanın kliniği oligoartiküler JIA’ya benzer fakat zaman içinde poliartiküler
olma eğilimleri yüksektir.
Entesopatiyle iliskili JIA’larda
prognoz değişkendir. Bazi hastalarda hastalkk iyileşirken diğerlerinde
ilerleyip sakroiliak eklem tutulumuna gidebilir.
Hastalığınn erken aşamalarında,
hangi hastanın kötü seyir göstereceğini tahmin etmemizi sağlayacak güvenilir
bir klinik ya da laboratuar bulgusu yoktur. Hastalığın başlangıcından itibaren
daha yoğun tedavi edilmesi gereken hastaların önceden tanınmasını sağlayacak belirleyiciler
olsaydı, klinik olarak çok değerli olurdu.
İridosiklitin uzun
dönemde sonuçları nelerdir?
İridosiklit tedavisiz bırakılırsa,
katarakt ve körlük gibi problemleri içeren çok ciddi sonuçlar doğurabilir. Ne
var ki, eğer erken aşamada tedavi edilirse tedaviye çok iyi yanıt verebilir. Bu
nedenle, prognozu belirleyen en önemli şey erken tanıdır.
Aşıya izin verilmeli mi?
Eğer hasta bağışıklık baskılayıcı
tedavi görüyorsa (steroidler, metotreksat, anti- TNF) savunma mekanizmalarının
azalmasından kaynaklanan enfeksiyonların yayılma riskinden dolayı canlı
zayiflatılmış virüs aşıları (kızamıkçık, kızamık, kabakulak, oral polio ve BCG
) ertelenmelidir. Canlı virüs taşımayan fakat enfeksiyöz proteinler içeren aşılar
(tetanoz, difteri, polio Salk, Hepatit B, boğmaca, pnömokok, hemofilus,
meningokok ) uygulanabilir; teorik olarak tek risk, bağışıklığın baskılanmış
olmasından dolayı aşının basarısız olmasıdır.
Diyet hastalığın seyrini
etkiler mi?
Diyetin hastalığı etkilediğine
ilişkin bir kanıt yoktur. Genel anlamda, çocuğun yaşına uygun, dengeli ve
normal bir diyet uygulaması gerekir. Steroidler iştahı açtığı için steroid
kullanan hastalarda aşırı yemeden kaçınılmalıdır.
İklim hastalığı seyrini
etkileyebilir mi ?
İklimin hastalık bulgularını
etkileyebileceğine dair bir kanıt yoktur.
Spora izin verilir mi?
Oyun ve spor yapmak normal bir
çocuğun günlük hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır. JIA tedavisinin esas
amaçlarından biri de çocukların mümkün olduğunca normal bir yaşam sürmeleri ve
kendilerini yaşıtlarından farklı görmemeleridir. Bu nedenle, genel yaklaşım,
bir eklemi acıdığı zaman duracağından emin olmak kaydıyla hastayı istediği
sporu yapma konusunda özgür bırakmaktır. Her ne kadar mekanik stresler
iltihaplı eklemler için iyi olmasa da, bundan kaynaklanacak bir hasarın, yaşıtlarıyla
oynamaktan alıkonulmanın yaratabileceği psikolojik hasarlardan çok daha az
olduğu düşünülür. Bu tercih, çocuğa, hastalığın getirdiği engellere rağmen
kendi kendine yetebilmesi için psikolojik destek verme eğiliminde olan genel
yaklaşımın bir parçasıdır.
Bu düşüncelerin sonucu olarak
eklemlere daha az mekanik stres uygulanan yüzme ve bisiklete binme gibi
sporları desteklemenin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz.
Çocuk düzenli olarak
okula gidebilir mi?
Çocuğun düzenli olarak okula
gitmesi son derece önemlidir. Okul devamı konusunda problem yaratabilecek
birkaç faktör vardır: yürümede güçlük, yorgunluğa dayanıksızlık, ağrı veya
eklem sertliği. Bu nedenle öğretmenlere çocuğun olası gereksinimlerini
açıklamak önemlidir: uygun sıralar, eklem sertliğinden kaçınmak için okul
saatleri boyunca düzenli hareket ve yazı yazmada karşılaşabileceği güçlükler.
Hasta mümkün olduğunca beden derslerine katılmalıdır; bu durumda, yukarıda spor
başlığı altında tartışılan etkenler dikkate alınmalıdır.
Bir yetişkin için ş neyse çocuk için de okul aynı şeydir; kendi kendine yeten, üretken ve bağımsız bir insan olmayı ögrendiği yer. Hasta çocukların normal bir şekilde okul aktivitelerine katılabilmeleri için, aileler ve öğretmenler ellerinden geleni yapmalıdır. Böylece çocuk hem akademik başari hem de yaşıtları ve yetişkinlerle iletişim kurabilme yeteneği kazanarak arkadasları tarafından kabul ve takdir edilir.
Bir yetişkin için ş neyse çocuk için de okul aynı şeydir; kendi kendine yeten, üretken ve bağımsız bir insan olmayı ögrendiği yer. Hasta çocukların normal bir şekilde okul aktivitelerine katılabilmeleri için, aileler ve öğretmenler ellerinden geleni yapmalıdır. Böylece çocuk hem akademik başari hem de yaşıtları ve yetişkinlerle iletişim kurabilme yeteneği kazanarak arkadasları tarafından kabul ve takdir edilir.
Çocuk
normal bir erişkin hayatı sürebilir mi?
Bu tedavinin ana
amaçlarından biridir ve olguların çoğunda ulaşılabilir. JIA tedavisinde son on
yılda ciddi gelişmeler kaydedilmiştir. Farmakolojik tedavi ve rehabilitasyonun
birlikte uygulanması hastaların çoğunda eklem hasarının önlenmesini sağlayabilmektedir.
Hastalığın çocuk
ve ailesi üzerindeki psikolojik etkisine de dikkat çekmek gerekir. JIA gibi bir
kronik hastalıkla başa çıkmak bütün aile için güçtür ve tabii ki, hastalık ne
kadar ağırsa mücadele etmek o kadar güçleşir. Eğer ebeveynleri ilgilenmiyorsa
çocuk için hastalığı ile başa çıkmak daha zor olur. Sıklıkla ebeveynler hasta
çocuklarına karşı anormal bir bağımlılık gösterirler ve çocuk açısından
herhangi bir olası problemi engellemek için aşırı koruyucu davranırlar.
Ebeveynlerin pozitif düşünce yaklaşımı ile çocuğu, hastalığına rağmen mümkün olduğunca bağımsız olabilmesi için desteklemeleri ve cesaretlendirmeleri, çocuğun hem hastalığı ile ilgili güçlükleri yenmesi, hem de bağımsız ve dengeli bir kişilik geliştirmesi ve yaşıtlarıyla yarışabilir durumda olması için fazlasıyla değerli olacaktır.
Ebeveynlerin pozitif düşünce yaklaşımı ile çocuğu, hastalığına rağmen mümkün olduğunca bağımsız olabilmesi için desteklemeleri ve cesaretlendirmeleri, çocuğun hem hastalığı ile ilgili güçlükleri yenmesi, hem de bağımsız ve dengeli bir kişilik geliştirmesi ve yaşıtlarıyla yarışabilir durumda olması için fazlasıyla değerli olacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder