Harfler, sözcüklerin yapı
taşlarıdır. Sözcükler ise dilin yapı taşlarıdır. Harfler birleşerek sözcükleri,
sözcükler de dil sistemini oluşturur. Dilin temel fonksiyonu, duygu ve
düşüncelerin değişimini gerçekleştirmek, yani iletişimi sağlamaktır. Ancak
insanî hayâl gücü, harflerde ve sözcüklerde iletişimsel işlevden fazlasını
görmüştür. Harfler sözcüklerin temel unsuru olmanın yanı sıra, kimi zaman
metafizik gerçekliklere işaret ettiğine, kimi zaman da spritüel güçlere sahip
olduğuna inanılmıştır.
İbn Arabî harfler ilmini,
“İsevî ilim” ve “evliyâ ilmi” olarak isimlendirir. “İsevî ilim, harfler
ilmidir. Bu yüzden Hz. Îsâ’ya üfleme yeteneği (nefh) verilmiştir. Üfleme, canlılığın
rûhu olan kalbin boşluğundan çıkıp gelen havadır. Eğer hava ciğerlerden çıkıp
ağza doğru gelirken kesilecek olursa ki, bu havanın kesildiği yerlere “mahreç
yerleri” denir, harflerin ayn’ları zuhûr eder.
Nefes harflerin, harfler de
kelimelerin yapı taşlarıdır. Nefes küllî bir hakikat olarak harfleri kendi
içinde potansiyel olarak bulundurmaktadır. Fakat harfler ancak nefesin boğazın
başlangıcından dudaklara kadar uzayan mahreçlerle buluşması ile bilfiil zuhûr
etmektedir.
Kur’an
harfleri 28 adet olup; her harf 10 temel şeklin bir veya ikisini içermektedir.
Bu on şekil on tecelliye tekabül etmektedir. Bunlar Ku'ran-i Kerim'de söz
edilen mükemmel on veya Hayat Ağacındaki on Sefirottur. Aşağıdaki resimde bu on
temel şekilleri Hayat Ağacında gösterilmektedir.
Ağaçtaki
ilk tecelli Keter'dir (Taç). Bu tek nokta ile ilintilidir. Keter evrendeki her
şeyin başlangıcıdır. Bütün şekiller noktayla başlar, o bütün şekillerin en
basit ve temel olanıdır. Mümkün olan her şeklin potansiyelini temsil eder, aynı
şekilde Kether evrendeki her şeyin potansiyelini temsil etmekte olup; Neptün
ile ilişkilidir.
Keter'in potansiyelinden Hohmah
(Hikmet, Bilgelik) tecelli eder. Bunu iki noktaya benzetebiliriz. O eril ve
dişili temsil eder. Herşeyin içindeki mevcut kutupluluğu temsil eder. Bir
bakıma tek olan kendini bölerek iki meydana getirdiği için, yaşam başlangıcı ve
sperm ve yumurta birleşerek bir zigot (döllenmiş yumurta) yaratıkları meosis
sürecine benzetebiliriz. Bu evrenin yaratılışıdır. Bu belirli bir başlangıç
noktası ve sonu, ama aynı zamanda yaşamın doğal sürekliliğini temsil
eder. Hohmah Uranüs ile ilişkilendirilir.
Binah (Zeka) ise, Hohmah'dan form ve
işlev yaratma enerjisine gelen alıcı güç, İkilemden (Duad) zuhur eden Üçlemdir (Triad).
Üçgen tek bir form olarak çalışan üçlemi simgeler. Burada iki zıt güç ve üçüncü
bir dengeleyici güç ve aralarında dördüncü bir güç, İlahiliğin tezahürünü
ortaya koyarlar. Onu hayatın doğduğu evrensel rahme benzetebiliriz. O,
İlahiliğin fiziksel formda tezahür edebilmesi için yaratılan boşluktur veatürn
ile ilişkilidir.
İlk üç şekil göksel (Derin boşluk) olup; bütün şeylerin tezahür
olmayan yönünü veya özünü içermektedir. Onlar saf özlerinde noktadırlar. Bu
şekil görülebilir, ama aklın gözünde doldurulması gerekir. O, varlığa geçişten
hemen önceki hali Ain, Ain Sof ve Ain Sof Aur [Hiçlik, Sonsuzluk ve Sonsuz
Işık] halini temsil etmektedir. Varlık süreci başlar başlamaz, her şeklin özü
somut çizgilerden belirlenmiş bir şekil alır.
Hesed (Sevgi), Binah'ın
faaliyetlerinden yaratılan tezahürattır. Burada tek yatay çizgiyi bulmaktayız.
Bu fiziksel tezahürata girmenin ilk safhasıdır. Hesed, daha somut bir şekilde
Hohmah'ın yansımasıdır. Hesed ayrıca Hayat Ağacında arketipsel eril şeklidir. O
dışa yayılma gücünün tezahüratıdır. Dolayısıyla, onun nihai ifadesini düz
çizgide bulmak mümkündür. Çizgi sürekli genişler ve uzar. O Hesed faaliyetlerini
çok iyi temsil eder ve Jüpiter ile ilişkilidir.
Hohmah-Hesed ilişkisine benzer olarak,
Geburah (Güçlülük) da Binah'ın daha somut bir şekilde yansımasıdır. Ancak
burada daireyi buluyoruz. Daire kısıtlama gücünün iyi bir simgesidir. O,
hepimizin içinde dünyaya geldiği rahmi simgelemektedir. Bu bizi tezahürat
sürecinde yardım eden kısıtlayıcı güçtür. Onu ayrıca kendi kuyruğunu ısıran
kuyruklu yılan Ouroboros'a benzetebiliriz. Mars ile ilişkilendirirlir.
Çizgi ve daire, iki nokta ve üç nokta
ile temsil edilen güçlerin açığa çıkmasının sonucudur. Altıncı şekil; bu
tezahür eden güç temasına devam etmektedir. Bu Keter noktasının tezahürat
sürecinin bir sonraki evresidir. Eğer noktanın sayfadan aşağı akmasına izin
verilseydi, o kolaylıkla bir dikey çizgi oluştururdu. Altıncı şekil
Tifaret (Güzellik) tecellisiyle ilgilidir. Düz dikey çizginin basitliğinde
büyük bir güzellik vardır. Yatay çizginin temsil ettiği genişleme yerine, dikey
çizgi, yükseliş ve inişi belirtmek üzere dikeydir. Altınci şekil Güneşi
temsil eder. İkinci üç şekil fiziksel yaratımın başladığı kuarkları temsil
eder.
Dikey ve yatay çizgilerin birleşimi
yedinci şekli ortaya çıkarır. Bu şekil Netzah (sağlamlılık) ile ilgilidir.
İlginçtir ki yatay çizgi ister üste veya altta olsun, sonuç hep aynıdır. Her
birinde Dal (Dalet) harfinin (kapı) iki farklı şekli vardır. Harf aşk gezegeni
Venüs ile ilintilidir ve bu Netzah'a atfedilen gezegendir. Bu tezahüratın zuhur
ettiği kapıdır, rahmin kapısıdır.
Sekizinci şekil Geburah'in Tifaret'ten
çıkarılmasından ortaya çıkar. Çıkarma, dişil işlev kısıtlamayla yakınlığı
vardır. O, Geburah gücüne yakındır, nitekim Adalet Kılıcı olarak kir ve tortuyu
kesip yakar ve kutsal ve kutsanmış olanı açıya çıkarır. Yarım daire tecelli Hod
(Şan) ile ilgilidir. O yukarısındaki Ağaçtan enerji alır ve Yesod'a
yönlendirir. Harf Merkür ile ilintilidir.
Dokuzuncu şekil Tifaret'in dikey
çizgisine benzer ama eğiktir ve bir hilal oluşturur. Bu hilal şekli
tecelli Yesod'a (Temel) atfedilir. O, insan ve İlahi arasından gelip giden
enerjileri temsil eder ve İlahilikten insana ve insandan Tanrı'ya geri enerji
gönderebilme özelliğine sahiptir. Ay ile temsil edilir. Üçüncü üç elektron,
nötro ve protonlardır.
Son tecelli bir kupa şeklinde hilaldir.
Şekil son tecelli Malhut'ta (Egemenlik) yatar. Bu yukarıda sıralanan bütün şekillerin
alıcı sondur. Bu Keter'de başlayan sürecin son tecellisinin kabı olup; dünyayı
ve molekülü, maddeyi temsil eder.
Bundan sonraki yazılarda tek tek harflerin
anlamları üzerinde duracağım.
Hamd Alemlerin Rabbi Allah’a mahsustur.
KAYNAKLAR
1.
Uluç T. İbn Arabî’de mistik
sembolizm. TASAVVUF:
İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi, yıl: 7 [2006], sayı: 16, ss. 151-190.
2.
İbn Arabi Fütuhatı Mekiyye 1. Cilt
3.
Mamduh
Al-Daye; Çeviri Kemal Menemencioğlu
Arap Harflerin Sırları
http://www.hermetics.org/ArapHarfleri.html
Zübeyde Gündüz
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder